Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Süt

"Bulutlar alçalmış, alçalmış, şehrin omuzuna abanmıştı. Kül rengi bir aydınlığın içinde herşeyin hüzünlü bir görünüşü vardı. Hatta gülen çehrelerin bile.. Böyle bir akşamda hüznü dünyanın kurtarıcısı diye düşünebilirdiniz..." "Yağmurun sesini işitebiliyor musun ? Ben duyuyorum, öyle hep aynı fısıltı ile, hiç bir müzisyenin asla cesaret edemeyeceği bir ısrarla, aynı sesleri tekrarlayarak yağıyor. Bu ne yok edici bir tesirdir. İnsanlar yağmuru dinlememekle çok iyi ediyorlar." Siyah Kehribar

Günün Alıntılaması

Peki ya ben ? Bu alçak tavanlı şehirde kazasız belasız ne kadar yükseğe sıçrayabilirdim ? Denize tohum atsam, baltayla nakış işlesem, cehennemde yelpaze satsam... Kişisel bahtsızlığımı da kapsayacak majör felaketlerin arifesinde gündelik hayatın kronik monotonluğu her nasılsa nihayete ermiyor. Murat MENTEEŞ 2013

Günün Sözü

"Sen bedende küçük bir alemsin,  fakat hakikatte ise alem sensin" der Mevlana;  bunun anlamı şudur:  "Sende herşey var; kullanmasını öğren."

Tutunamayanlar-3 (Açıklamalar)

SÜLEYMAN KARGI'NIN AÇIKLAMALARI Süleyman Selim'in ısrarı ile şarkılara mısra mısra açıklamalar yazmıştı. Selim "onlar, onlar" diye tutturmuştu. Ama kimdi bu onlar ? Neticede "biz değildik" dedi Süleyman Kargı en sonunda..Peki bu açıklamalar neydi, neyin nesiydi.. King Solomon ile ilgili öyle güzel kurgulanmış öyküler vardı ki gerçek ile fantastik birbiri içine geçiyordu. Bir de mutlaka bir 'Kargı' ya da 'Kargıcı' var idi. Bilig Tenüz yani Bilgi Denizi isimli bir kitaptan ise detaylıca bahsediliyor ve günümüz koşulları ile ilişkilendiriliyordu. Bazı kelimelerin ise Türkçeleştirilmiş anlamları özelllikle dikkatimi çekmişti. Mesela felseyeye özbilgenlik deniyordu, tümaçtarsız ise 'tümüyle açık seçik ve tartışmaya yer vermeyecek biçimde' demekti. Cebir zorbilim olarak karşımıza çıkarken yerölçümsel geometrik, doğaötel metafizik oluyordu.Bir de bir tanımlama vardı ki okurken yüzümde şapşalca bir gülümseme yayılmasına engel olamamışt

Tutunamayanlar-2

NE YAPMALI? Evet ne yapmalı ? Ne yapmak gerektiği ile ilgili yazıyor Selim ve bunu kayıt altına alıyor. Halbuki yıllar önce Turgut ile yazmış oldukları 'tartışma zabıtları'na eklemeyi teklif etmiş lakin getirmemişti. Turgut bunu nerede ve nasıl bulup okumuştu peki ? Selim öldükten sonra onun evine ziyarete gittiğinde, annesinden izin alarak odasına girmiş, çalışma masasının çekmecelerini karıştırmış, bulmuş ve okumuştu. Burada Turgut'un kendisi ile çelişkilerini anlatan bölümleri okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Çok iyi bilinmesi gereken filozof ve edebiyatçıları da sıralamıştı Selim burada.. Kimdi mi bunlar :) Okuyunuz efendim, bu kadar hazırcı olmayınız :) Burada en çok neyi mi beğendim ? 'Beylik Cevap Kartonları' Tamamen yaratıcı bir zihnin eseri, hadi bunları söyleyeyim :) Daha gelmedi Bir de kantine bak Bugün yeni fıkra yok Ben ne bileyim ulan  Sizce en çok kullanılan kart hangisi olabilir :) Bütün bu bahsettiklerim 6. bölümde yer alıyor. Gerçi

Tutunamayanlar-1

Şimdiye kadar okumadığım için çok şey kaybettiğimi düşündüğüm bir kitap.. Bölüm bölüm inceleyelim. Öncelikle bu yazıda olacak alt başlıkları bir sıralayalım: Önsöz/Ömer Madra Geleceği Elinden Alınan Adamın Geçmişi de Elinden Alınacak Diye Korkuyorduk/Enis  Batur Sonun Başlangıcı Yayımlayıcının Açıklaması Birinci Bölüm Öncelikle sy 9-12 arası Ömer Madra tarafından yazılan önsöz için ayrılmış. Madra kendisi dahi Oğuz Atay için önsöz yazmanın ne kadar zor olduğunu anlatarak yazmış bu satırları; Oğuz Atayı'ın bu duruma bakış açısını bildiği için hem zorlanmış hem de gururlanmış. Bunu nereden mi biliyoruz? Kendi sözlerinden..  Size bir soru ? Bir kitap ne kadar güzel olabilir ? Önsöz'ünden Sonsöz'üne kadar altı çizilecek cümleler bulabiliyorsanız işte o kitap şahanedir. Hiç düşünmeden "Tutunamayanlar"ı ömrümün kitabı olarak addettikten sonra buradaki alıntılarıma geçebilirim... (Alıntılara ön yargı ile yaklaşmayalım, biliniz ki burada önsözü yazan müellif d

Kitap inceleme Calısması-2

Bir kitap analizi ile daha buradayım.. Kitabımız Dostoyevski'den Yer Altından Notlar.. Bu kitabı okulda arkadaşlarla aynı zaman dilimi içerisinde okuyup analiz etmek üzere kararlaştırmıştık lakin bir türlü bir araya gelip üzerinde konuşamadık. Ben okurken bazı notlar almıştım, en azından bunları paylaşmak istedim. İlk izlenimlerle başlayalım. Ana karakterimizi analiz etmek gerekirse; farkındalığı yüksek ve çok iyi eğitim görmüş bir insan, yer yer okuyucuya üstünlük taslıyor. İnatçı, belki de mazoşist. Aynı zamanda sadist. İç çatışmaları var, söylemleriyle okuyucuyu ters köşeye yatırmaya çalışıyor.  Yazar kitapta interaktif bir iletişim yolu benimsemiş görünüyor; okuyucuya sorular soruyor ve onların yerine cevaplar veriyor. "Üstün Anlama Kuramı--> Alçak insanlardan biri, ahlaksızlığını anlayarak kendini kandırır ve bazı haklar kazanır." Kendisini suçluyor. Kendisini çevresindeki herkesten daha akıllı görüyor ve kendini kibar olmayan kaba biri olarak

Ruhumuza Dokunanlar

Ruhumuza dokunanlar.. Bu başlığı özellikle seçtim, neden mi ? Yazımın içeriği boyunca bunu anlatmaya çalışacağım, lakin en baştan şunu söyleyebilirim ki bu yazı "müzik" hakkında olacak ve ben adım adım gitmeyi seviyorum. Blogumun adından da anlayacağınız üzere ben ciddi anlamda hayalperest bir insanım, gündüz gözüyle rüya gören cinsinden. Hayal kurmayı çok seviyorum ve bu hayallerimi zamanı gelince gerçekleştirmeyi de .. Küçük bir kızken kulaklıkla müzikler dinleyip hayallerimi yaşarmışcasına içine dalardım. Kendime ait fantastik bir dünyam vardı, gerçi o dünyadan tamamen kopmuş olduğumu söyleyemem. Beni bu harikalar diyarına götüren yardımcım ise hep müzik olmuştur, yaşa ve yaşanmışlıklara bağlı olarak türler değişiklik göstermiş olsa dahi müzik benim hayatımda baki kalan tek unsur olmuştur; sanırım bundan mütevellit müzisyen bir koca buldum kendime =) Özel hayatıma çok girmeyeceğim sadece düşüncel boyutta kalacak anlatacaklarım... Herkesin hayatında vazgeçemediği, dinledi

Seytan Ayrıntıda Gizlidir

Biz kadınlar yaratılış gereği girdikleri her ortamı güzelleştirmek isteyen varlıklarızdır. Manevi yönü güçlü olmakla beraber (burada belli bir dini değil maneviyatı güçlendiren bütün inançları kastediyorum, felsefe kökenli inanışlar da dahil) inandığımız değerlere kuvvetle sarılıp nefes aldığımız her an bunu hissetmesini biliriz. Araba kullanırken yeri gelir, açar bir şarkı bağıra bağıra eşlik edebilirken, yeri gelip dua etmesini de biliriz. Kendimizi mutlu edecek küçük şeyler bulup imkanımız dahilinde bunları daha da güzelleştirebiliriz. Lakin bu tüm kadınlar için böyle midir ? Hayır. Burada "maalesef" kelimesini özellikle kullanmıyorum çünkü herkesin yaşamı kendinedir. Çünkü biz detayları severiz ve bu tartışmaya açık bir konu değildir...   Hayvanları severiz; insanlardan daha dostane ve dürüst ve samimi (bu "ve" leri sonsuza dek artırabilirim) canlılar olduğunu kimsenin inkar edeceğini zannetmiyorum. Benim en iyi dostum köpeğim "Fın