Aklımı sakinleştirerek, kalbimi dinlendir. Zamanın sonsuzluğunu göstererek, bu telaşlı hızımı dengele. Günün karmaşası içinde, bana, sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükûnetini ver. Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, belliğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür. Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol. Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret. Bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek ya da kedi okşayabilmek için durmayı, güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret. Her gün bana kaplumbağa ve tavşan masalını hatırlat. Hatırlat ki, yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yaşamda hızı artırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim. Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla. Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması, yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır. Beni yavaşlat Tanrım ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardım et. Yardı
Son günlerin en önemli konusu Covid-19. Hepimiz bu salgından mağdur bir biçimde biraz da korkarak tedbilere de uyarak evlerimizde kalmış bulunmaktayız. Blog serüvenim aslında çok uzun yıllar önce başladı. Lakin hem dağınık zihinli ve aynı anda pek çok işe koşturmaya alışık bir insan olmamdan mütevellit bu sayfayı baya bir zaman ihmal ettim. Kitap okumak benim için bir tutkudur, çocukluğumdan itibaren serüvenime eşlik etmiştir. Bu sürede hazır evdeyken bir kaç şey paylaşmak istedim sizinle. Bu yazı elbette bu virüsün hayatımızı olumsuz etkileri üzerine olmayacak. Aksine evde de kaliteli vakit geçirmeyi bilen ve seven biri olarak, okuduğum kitaplar ve bunların tesirlerinden yola çıkarak size başka pencereler aralamak istedim. İlk kitabımla başlamak istiyorum. Bu kitap bana dostum'un hediyesi idi çünkü o sevdiğiniz detayları bilip gününüzün güzelleşme sebebiydi. Burak Aksak ismini ilk Leyla ile Mecnun dizisiyle tanıdım ben. Sonra da peşini hiç bırakmadım zaten. Yazılarını takip ett