Ana içeriğe atla

Özel Gereksinimli Çocuk Sahibi Ebeveyn Olmak: Zorluklar, Deneyimler ve Destek İhtiyacı


Giriş

Ebeveynlik, başlı başına önemli sorumluluklar içeren ve yaşamı şekillendiren bir deneyimdir. Ancak özel gereksinimli bir çocuğa sahip olmak, bu deneyimi çok daha karmaşık ve çok katmanlı bir hale getirir. Özel gereksinim, gelişimsel, zihinsel, duygusal ya da fiziksel açıdan tipik gelişimden farklılık gösteren çocukları ifade eder. Otizm spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), öğrenme güçlüğü, serebral palsi gibi tanılar, ebeveynlerin hem günlük yaşamında hem de psikolojik süreçlerinde önemli etkiler yaratmaktadır (Seligman & Darling, 2007).


Bu makalede özel gereksinimli çocuğa sahip ebeveynlerin yaşadığı başlıca zorluklar, psikososyal etkiler ve ihtiyaç duydukları destek sistemleri ele alınacaktır.


Ebeveynlik Deneyiminde Zorluklar

Özel gereksinimli çocuk sahibi ebeveynlerin karşılaştığı en yaygın zorluklar arasında

belirsizliktoplumsal damgalanmaekonomik yükzaman yönetimi sorunları ve

duygusal tükenmişlik yer almaktadır.


Öncelikle, tanı alma süreci genellikle karmaşık, belirsiz ve travmatik bir deneyim olarak tanımlanır (Kearney & Griffin, 2001). Tanı sonrası ebeveynler; "Neden benim çocuğum?" ya da "Ne yapmalıyım?" gibi sorularla baş başa kalır. Bu süreçte bilgi eksikliği ve sistematik desteklerin yetersizliği, ebeveynleri yalnızlaştırabilir.


Bunun yanı sıra, çevreden gelen yargılayıcı bakışlar ya da çocuklarının farklılığına yönelik anlayışsız tepkiler, ebeveynlerin sosyal ilişkilerinde kopmalara neden olabilir. Damgalanma hissi, çoğu zaman sosyal izolasyonu beraberinde getirir (Green, 2007).


Ekonomik olarak da özel gereksinimli bir çocuğun ihtiyaçları (terapi ücretleri, özel eğitim, yardımcı cihazlar vb.) aile bütçesine ciddi yükler getirebilir. Özellikle anneler, çocuklarının bakım sorumluluğunu üstlendiklerinden dolayı iş hayatından çekilmek zorunda kalabilir (Sen & Yurtsever, 2007).


Psikolojik ve Sosyal Etkiler

Araştırmalar, özel gereksinimli çocuğu olan ebeveynlerin özellikle anksiyetedepresyontükenmişlik sendromu ve uyku problemleri yaşama olasılığının daha yüksek olduğunu göstermektedir (Estes et al., 2009). Bu psikolojik etkiler, çoğu zaman ebeveynin bireysel başa çıkma mekanizmalarına ve sosyal destek düzeyine bağlı olarak şekillenir.


Anneler, çoğu çalışmada psikolojik etkileri daha yoğun yaşayan taraf olarak öne çıkmaktadır. Çünkü bakım sorumluluğunun büyük kısmını çoğunlukla anneler üstlenmektedir (Tüfekçioğlu, 2013). Ancak babalar da duygularını bastırmak ya da dış dünyaya karşı güçlü görünmeye çalışmak gibi farklı yollarla zorlanma yaşayabilir.


Bu nedenle ebeveynlerin, hem bireysel ruh sağlığı açısından hem de çocuklarının gelişimini sürdürülebilir şekilde destekleyebilmeleri adına psikolojik destek almaları önemlidir.


Sosyal Destek ve Müdahale Gereksinimi

Özel gereksinimli çocuğu olan ebeveynlerin yaşadıkları zorlukları azaltmada sosyal destek sistemleri kritik rol oynamaktadır. Akran destek grupları, psikolojik danışmanlık hizmetleri, aile danışmanlığı ve devlet destekli özel eğitim hizmetleri, ailelerin bu süreci daha sağlıklı yönetmesini sağlar.


Türkiye’de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından sunulan “evde bakım hizmetleri” gibi destekler, ailelerin ekonomik yükünü hafifletmekte önemli rol oynar. Ayrıca bazı yerel belediyeler ve sivil toplum kuruluşları özel eğitim ve danışmanlık alanında da destek sağlamaktadır.


Bununla birlikte, desteklerin sürdürülebilir ve kapsayıcı olması için eğitim kurumlarının, sağlık sisteminin ve sosyal politikaların daha bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerekmektedir (Öztürk & Acarlar, 2010).


Sonuç

Özel gereksinimli bir çocuğa sahip olmak, aile yaşamını birçok açıdan dönüştüren ve yeniden yapılandırmayı gerektiren bir durumdur. Ebeveynlerin yaşadığı zorluklar; psikolojik, sosyal ve ekonomik boyutlarda ele alınmalı, bu süreçte ebeveynlere hem profesyonel hem de toplumsal destekler sunulmalıdır. Unutulmamalıdır ki, güçlü ebeveynler ancak desteklenen ebeveynlerdir. Bu nedenle, özel gereksinimli bireylerin yaşam kalitesini artırmak için atılacak her adım, öncelikle aileyi güçlendirmekle başlamalıdır.


Kaynakça 

  • Estes, A., Olson, E., Sullivan, K., Greenson, J., Winter, J., Dawson, G., & Munson, J. (2009). Parenting-related stress and psychological distress in mothers of toddlers with autism spectrum disorders. Brain & Development, 31(2), 125–133. https://doi.org/10.1016/j.braindev.2008.07.005
  • Green, S. E. (2007). “We’re tired, not sad”: Benefits and burdens of mothering a child with a disability. Social Science & Medicine, 64(1), 150–163.
  • Kearney, P. M., & Griffin, T. (2001). Between joy and sorrow: Being a parent of a child with developmental disability. Journal of Advanced Nursing, 34(5), 582–592.
  • Öztürk, Y., & Acarlar, F. (2010). Özel gereksinimli çocuğu olan annelerin stresle baş etme stilleri ve algılanan sosyal destek düzeyleri. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 11(1), 1–16.
  • Seligman, M., & Darling, R. B. (2007). Ordinary Families, Special Children: A Systems Approach to Childhood Disability (3rd ed.). Guilford Press.
  • Sen, E., & Yurtsever, S. (2007). Difficulties experienced by families with disabled children. Journal for Specialists in Pediatric Nursing, 12(4), 238–252.
  • Tüfekçioğlu, B. (2013). Engelli çocuğu olan annelerin yaşadığı psikososyal sorunların değerlendirilmesi. Toplum ve Sosyal Hizmet, 24(1), 5–22.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tutunamayanlar-3 (Açıklamalar)

SÜLEYMAN KARGI'NIN AÇIKLAMALARI Süleyman Selim'in ısrarı ile şarkılara mısra mısra açıklamalar yazmıştı. Selim "onlar, onlar" diye tutturmuştu. Ama kimdi bu onlar ? Neticede "biz değildik" dedi Süleyman Kargı en sonunda..Peki bu açıklamalar neydi, neyin nesiydi.. King Solomon ile ilgili öyle güzel kurgulanmış öyküler vardı ki gerçek ile fantastik birbiri içine geçiyordu. Bir de mutlaka bir 'Kargı' ya da 'Kargıcı' var idi. Bilig Tenüz yani Bilgi Denizi isimli bir kitaptan ise detaylıca bahsediliyor ve günümüz koşulları ile ilişkilendiriliyordu. Bazı kelimelerin ise Türkçeleştirilmiş anlamları özelllikle dikkatimi çekmişti. Mesela felseyeye özbilgenlik deniyordu, tümaçtarsız ise 'tümüyle açık seçik ve tartışmaya yer vermeyecek biçimde' demekti. Cebir zorbilim olarak karşımıza çıkarken yerölçümsel geometrik, doğaötel metafizik oluyordu.Bir de bir tanımlama vardı ki okurken yüzümde şapşalca bir gülümseme yayılmasına engel olamamışt...

Hakkımda

 Hayat boyu öğrenmenin ve öğretmenin dönüştürücü gücüne inanan bir eğitimci olarak, meslek hayatımı sadece bilgi aktarmaya değil, bireyin potansiyelini keşfetmesine rehberlik etmeye adadım. İstanbul Üniversitesi Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesi’nde başladığım akademik yolculuk, beni çok yönlü bir eğitim anlayışına taşıdı. İlköğretim Matematik Öğretmenliği lisans eğitimim sırasında kazandığım akademik temeller, öğretmenliğe karşı duyduğum derin ilgiyi pekiştirdi. Ardından aynı fakültede Sınıf Öğretmenliği lisans programını da tamamlayarak, farklı yaş gruplarındaki öğrencilerle etkili iletişim kurabilme ve pedagojik farklılıklara duyarlılık geliştirme imkânı buldum. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde tamamladığım yüksek lisans eğitimi, eğitim sistemine daha bütüncül ve analitik bir gözle bakmamı sağladı. Eğitimin sadece sınıfla sınırlı olmayan, toplumsal bir dönüşüm aracı olduğunu bu süreçte daha net kavradım. Bu anlayışım, İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğiti...

Tutunamayanlar-1

Şimdiye kadar okumadığım için çok şey kaybettiğimi düşündüğüm bir kitap.. Bölüm bölüm inceleyelim. Öncelikle bu yazıda olacak alt başlıkları bir sıralayalım: Önsöz/Ömer Madra Geleceği Elinden Alınan Adamın Geçmişi de Elinden Alınacak Diye Korkuyorduk/Enis  Batur Sonun Başlangıcı Yayımlayıcının Açıklaması Birinci Bölüm Öncelikle sy 9-12 arası Ömer Madra tarafından yazılan önsöz için ayrılmış. Madra kendisi dahi Oğuz Atay için önsöz yazmanın ne kadar zor olduğunu anlatarak yazmış bu satırları; Oğuz Atayı'ın bu duruma bakış açısını bildiği için hem zorlanmış hem de gururlanmış. Bunu nereden mi biliyoruz? Kendi sözlerinden..  Size bir soru ? Bir kitap ne kadar güzel olabilir ? Önsöz'ünden Sonsöz'üne kadar altı çizilecek cümleler bulabiliyorsanız işte o kitap şahanedir. Hiç düşünmeden "Tutunamayanlar"ı ömrümün kitabı olarak addettikten sonra buradaki alıntılarıma geçebilirim... (Alıntılara ön yargı ile yaklaşmayalım, biliniz ki burada önsözü yazan müellif d...